UBUD GÜNLÜĞÜ 5 / SALINCAK

Ubud'dan ayrılamadık. Bir gün daha burada kalmaya karar verdik. Asya'da plan yapma konusundaki esnekliği seviyorum. Değişen dünyada herşeyi günler ve hatta aylar öncesinden planlamak gerekiyor. Asya ise bizimki gibi plansızlar ve kararsızlar için kollarını açıyor.
Otelde, kahvaltıdan sonra yine uçurumun kıyısındaki yerimize gittik. Kendimizi uçurumdan atma planları yaptık. Dövmemin anlamı. L'appel du vide -Kendini yüksek bir yerden bırakma isteği. Burası bunu hissettiğim ilk yamaç. (daha önce bu duyguyu yaşatan diğer bütün yamaçlar hayal ürünüydü.)
İkinci yamaç ise akşamüstü gittiğimiz yer oldu. Bu uçurumda bu arzumuza biraz daha yaklaştık diyebilirim. Çünkü koskocaman iki palmiye arasına halatlarla asılmış bir salıncak vardı. Her salıncaktaki sallanış kendini atmanın bir antremanı gibiydi.
Olduğun yer ile olmak istediğin yer arasında gidip gelmek.
Dünyanın en eşsiz salıncağı bu olsa gerek.